Siyah Pirinç (Yasak Pirinç)
Merhaba sevgili okuyucu;
Bu defa çok daha farklı ve besleyici bir pirinç çeşidi olan siyah pirinç hakkında konuşalım. Siyah pirinç Türkiye’de de üretilmeye başlandı ve böylece yavaş yavaş sofralarımızda yerini alıyor. Bizim kar gibi bembeyaz pirincimiz dururken simsiyah, kömür gibi pirinç mi olur dedik, fakat çok güçlü bir antioksidan olan, lif ve mineral zengini bu pirincin kansere karşı savaştığı da söyleniyor. Hatta bir hikayeye göre eski dönemlerde besin içeriğinin güçlü olması ve az yetiştirilmesi nedeniyle Çin’de hükümdarlar ve üst düzeyden kişilerden başkasının yemesi yasaklanmış ve bu yüzden dünyada yasak pirinç olarak da biliniyor.Genetiğiyle oynanmamış bir ürün olduğu ve tamamen doğal ve katkısız olduğu söyleniyor. Krallara layık bir sofra hazırlamak isterseniz masanıza tavuk sulu güzel bir siyah pirinç pilavını da eklemelisiniz. Görselliğiyle de ayrı bir hava katacaktır..
Siyah pirinci pilav olarak daha çok tercih edebiliriz fakat ben farklı bir bakış açısı olsun, içine gönlünüzden ne koparsa koyun diye salatasını yaptım. Marketten almam gerekirse genellikle reis marka bakliyat kullanıyorum. Siyah pirinç beyaz pirince göre daha uzun sürede pişiyor, bu yüzden önceden sıcak suda bekletin diye öneride bulunuyorlar. Ben bugün sizin için suda beklettim fakat akan simsiyah suda aklım kaldı acaba değerli bir kısım suyla beraber gider mi diye. Suda bekletince rengi biraz daha açıldı.Bu yüzden bir dahaki sefere geç pişse de suda bekletmeme kararı aldım.
Pirinçleri biraz sıvı yağla kavurduktan sonra içine kaynamış suyu ekleyelim. Beyaz pirinç gibi nişastalı olmadığı için lapa olmaz, o yüzden korkmanıza gerek yok, sıcak suyu rahatlıkla ekleyebilirsiniz. Bu arada bugün dolapta ne yeşillik ve taze baharatlar var bakalım. Ben içine dere otu, maydanoz, taze fesleğen, taze nane ve havuç koymaya karar verdim. Pirinçlerim haşlanınca soğumasını bekleyip doğradığım diğer malzemelerle karıştırdım. Üstüne de sızma zeytin yağı dökerek parlattım. Damak tadınıza göre nar ekşisi de eklerseniz harika bir lezzet olacaktır.
İşte salatamız hazır. Ben bolca yaptım böylece akşamdan kalanı vakumlu, cam bir saklama kabında iş yerime götürüp öğle yemeği olarak yiyebileceğim. Çünkü yemesi ve götürmesi oldukça pratik.
Genel olarak özümüzde hep aynı tür yiyecekleri yemeye meyilli insanlarız. Belki de hep benzer hayatları yaşıyor olmamız da aynı içgüdüden kaynaklanıyor olabilir. Aslında her gün yeni bir güne uyanırken, her an değişir ve gelişirken kendimizi sınırlandırmamız, etrafımıza görünmez tebeşirlerle daireler çizmemiz bana biraz ürkütücü geliyor.
Değişik ve yararlı lezzetler denemek de aynı zamanda bize farklı bakış açıları kazandıracaktır. Daima farklı seçeneklerin olduğunu bilmek her şeyi değiştirme şansı verir, özgürleştirir insanı…
Bedenimiz hep içten beslenir. Belki koyu ve yıpratıcı duygular ve zararlı besinlerle, belki de ılık, sımsıcak duygular ve içimizi yeşerten besinlerle. İçinizde yemyeşil koca bir dünyayı hep beslemeniz, büyütmeniz dileklerimle…
Bir cevap yazın