Airbnb ile Seyahat – Bölüm 2

Merhaba Sevgili Okuyucu;

Kopenhag’a kadar geldikten sonra şehri bisikletle gezerken yağmurda sırıl sıklam olup eve geçtikten sonra kuzey Avrupa ülkelerinden ayrılıp sıcak denizlere açılma zamanının geldiğine karar verdik ve Roma’ya ertesi sabah için uçak biletlerimizi aldık.

Sabah Roma’ya inince ağır botlarımızı ve yağmurluklarımızı çıkarıp tişörtlerimizi giydik. Roma’da iki gece kalacağımız evimizi ararken karşılaştığımız kişilerin hiç ingilizce bilmemesi işi zorlaştırsa da bulmamız zor olmadı. Yeni bir ülkeye geçmeden ev adresi ve iletişim bilgilerini kaydetmek, internete ulaşım mümkün olmadığı zamanlar için hayat kurtarıcı olacaktır. Ayrıca önceden google maps’den ulaşılacak noktayı işaretlemek de aradığınız evi bulmakta işinize yarayabilir.

Sabah kahvaltımızı market ve manavdan aldıklarımızla pratik bir şekilde yaptık. Bu ev tüm seyahatimiz boyunca bizi hayal kırıklığına uğratan tek evdi diyebiliriz. Ev sahibini hiç görmedik, gittiğimizde evde temizlik yapan kadın vardı. Evin, kaldığımız diğer evler kadar temiz olmamasının yanında, klozette sürekli ses yapan bozukluk rahatsız ediciydi. Ayrıca sabah üst kattan aralıksız gelen gürültüyle uyandık. Tüm bunların yanında ev oldukça merkezi bir yerdeydi ve girişte çift kapısı ile güvenliydi.

Bu arada rotamızı Venedik tarafına çevirdik ve yeni evler aramaya başladık. Fakat yaz dönemi olduğu için seçenek çok azalmıştı ve diğer evler de çok pahalıydı. Kararımızı seçtiğimiz evin bir odasını kiralama yönünde verdik. En azından merkezi bir yerde ve daha ekonomik olur diye düşünürken çok yardımsever ve hoş bir İtalyan kadınla karşılaşınca Venedik seyehatimiz çok daha keyifli hale geldi.

Her şey özenle hazırlanmış ve tertemizdi. Üstelik kendi banyomuz ve minik bir terasımız da vardı. Ev sahibimiz bizi duraktan aldı, eve getirdi. Dinlenmemizi bekledikten sonra yakın yerleri kendisi gezdirip eve nasıl döneceğimizi anlattı. Ertesi akşam terasta beraber sohbet ederek vakit geçirdik.

 

 

Yine pratik ve lezzetli bir şekilde kahvaltımızı Venedikteki evimizde yaptık. Burada seyahatimizin son gününü Lido adasında geçirdik.

 

Sevgili okuyucu; insan ayaklarını dünyanın toprağına bastıkça besleniyor, denizlerin, okyanusların suyu ile canlanıyor. İnsan dediğin dünyanın açtığı çiçek mi yoksa, iyisiyle kötüsüyle.. Bir ayağı okyanusta, diğer ayağı dağlarda büyüyen renk renk çiçek olmak ümidiyle, uzun yollar dilerim..