Gülümseyin Çekiyorum- Gün 2
Merhaba Sevgili Okuyucu,
Paris’te ilk evimizden ayrıldıktan sonra, bu sabah bir ay kalacağımız eve taşındık. Evin fotografları o kadar etkileyiciydi ki, daha gelmeden ara ara açıp bakar ve gün sayardım.
Sonunda eve geldiğimizde ise, tam bir hayal kırıklığı yaşadım. Evde elektronik pek bir şey yok, buna bulaşık makinesi, Tv, hatta bin yıl önceden kalma çamaşır makinesi için de yok diyebiliriz. Daha önce kaldığımız onlarca ev içinde böyle kirli bir mutfak ile karşılaşmamıştım. Temiz görünen tek bir çatal, kaşık yok. Bu akşam çıkıp kendimize bir kaç tabak, çanak, kaşık gibi özel eşyalar almak zorunda kaldık.
Aslında benim bugün yaşadığım olayı belki de, her gün yaşıyoruz, bazen de farkında olmadan yaşatıyoruz. Kusursuz görünen fotografların içinin nasıl olduğunu bilmeden kıskançlık derecesine dayanan hayranlıkla izliyoruz. Açıp açıp bakıyoruz. Orada olmak için çırpınıyoruz. Kendi tertemiz evimizi hor görüp bir fotografın, yazının, videonun peşinden koşturuyoruz.
Dört bir yanımız fotograflarla dolu, sevgili okuyucu. Hepsi başka dünyalara açılan bir kapı. Bu kapılardan bakıp görmediklerini görüp, bilmediklerini içinden seçerek kullanmak ya da kapının içinden geçemediği için kapıya kafanı çarpıp durmak da bize kalmış. Üstelik o kapının ardı sadece parlak renkler ve doğru ışık olabilir.
Bugün ben mükemmel görünen bir fotografın içine girdim. İçeri attığım ilk adımda renkler akmaya başladı. Şimdi evimi kendi renklerimle boyayacağım. Çünkü bir gün de bir ay da olsa bizim evimiz olacak. Sevgilim gelmeden çorbayı ısıtıp salata yapmaya başladığımda, pazar kahvaltısında uzun sohbetlere daldığımızda, bulaşıkları yıkarken kahkahalar atmaya başladığımızda, akşam kahvesini demlediğimizde, sandalyelerin üzerine çamaşır serdiğimizde neresi olursa olsun bizim evimiz olur. Mükemmel fotoğrafa dönüşür..
Sevgili okuyucu, bu kapıyı yazarken tam da hayal ettiğim sokağa açılan bir Fransız kahvesinde, kaygısızca kahvemi içiyorum ve yoldan geçenleri izliyorum. Bilmem nerede gördüm bu fotografı, nasıl istedim ve ne kadar bekledim ve gerçek oldu. Şunu biliyorum ki, bana bilmediğim kapıları açan fotograflara özenerek bakmak, istemek ve hayal etmek işe yarıyor.
Kapıyı yavaşça kapatıp çıkarken kin tutanların nefretinden, destek olanların yorumlarından öperim.
Sevgiyle, ilhamla…
Bir cevap yazın