Yeşil Çay
Sevgili okuyucu;
Bence kişinin sadece içtiklerine bakarak bile yaşam tarzı hakkında yorumlar yapabiliriz. Kişi eğer günlük hayatına yeşil çayı dahil etmişse yeniyi denemekten çekinmeyen, sağlıklı bir bedene sahip olmak isteyen, kendine özen gösteren biri olma ihtimalleri yüksektir. Sonuç olarak bu çay çeşidi damak tadımıza ilk denemelerde pek de uymayan, tadı ve yaygınlığı alıştığımız siyah çayın yerini alamayacak bir içecek. Yine de belli bir düzen içinde içiyorsan tebrikler, çünkü bir çok kişi tadını beğenmediği için içemiyor ya da çok seyrek içiyor.
Yeşil çay aslında bildiğimiz siyah çayla aynı bitki, sadece işlenirken yapraklar daha az oksitleniyor, böylece antioksidan özelliği ön plana çıkıyor. Yani az işlenmiş bitki bedenimize toprağın bereketini, şifasını sunuyor. Ben yeşil çayı kendimize ister istemez yaptığımız kötülükler için panzehir olarak görüyorum.
Yapılan araştırmalara göre beni en çok cezbeden yararları stresi azaltmaya yardımcı olması, dişlerde bakteri birikimini azaltması, güçlü bir antioksidan olması, kemik mineral yapısını kuvvetlendirmesi, bağışıklık sistemi üzerindeki olumlu etkileri, kalp hastalıklarında olumlu etkisi ve kanser üzerine etkisi ile ilgili halen devam etmekte olan araştırmalar. Bir çeşit gençleşme iksiri belki de..
Yeşil çayı zayıflamak için içmeye başlayan çokça insan var.Fakat ancak spor yapıyorsan metabolizmayı hızlandıracak ve böylece yağ yakımına katkıda bulunacaktır. Özellikle yakılması en zor olan karın çevresi yağlarda etkili olduğu söyleniyor. Bu da hiç göz ardı edilecek bir özellik değil.
yazımı yazarken içine karanfil ve tarçın kabuğu koyduğum yaseminli yeşil çayımı yudumluyorum 🙂
Yeşil çayın tadını beğenmeyenler için bir çok marka yeni aromalar ekledi. Doğadan yaseminli yeşil çay benim favorilerimden. Ya da çayınıza taze limon suyu ekleyebilirsin, böylece söylenenlere göre antioksidan etkisini 7 kat artıracaksın. Tarçın çubuğuna da haksızlık etmeden şifasını çayımıza eklersek de harika olur.
Tek içimlik poşet yeşil çaylar benim resmen midemi ağrıtıyor. Bunun bedenimin “istemiyorum” deme biçimi olduğunu düşünüyorum. Çünkü aslında vücutlarımız bizimle farklı şekillerde konuşur. Dinlemeyi ve anlamayı başarabilmek için bedenlerimizle iyi ilişkiler kurmamız gerekli. En güzeli çayın yapraklarını 2-6 dakika arası demlemek. Çaykurun yeşil çayını evden hiç eksik etmem.
Son olarak da çok fazla içilmemesi gerektiğini özellikle hamile kadınlara önerilmediğini vurgulayalım. Günde 5 fincanın normal olduğunu söyleseler de ben günde bir fincan içmeyi tercih ediyorum. Kafein miktarı kahveden az olsa da önemli derecede bulunmakta. Hatta kahvenin bende uykusuzluk yapmamasına rağmen uyuyamamamın suçunu yeşil çaya yüklediğim zamanlar olmuştur. Sonuçta hepimize bir günah keçisi lazım. Ben de sürü halinde mevcut 🙂
Sevgili okuyucu; sevdiklerin için demleyeceğin çaya şeker yerine tatlı muhabbetler eklemeni öneriririm. Bu anlar bedenine ilaç olacak. Hayatına şifalı bitkiler alman, şifalı kahkahalar atman dileklerimle…
Bir cevap yazın