3 Günlük Rize Seyahati

Sevgili Okuyucu,

Üçüncü Karadeniz seyahatimiz yine diğerleri kadar etkileyici ve dinlendiriciydi. Dört gün üç gecelik kısa bir gezi olacağı için çok yorulmadan, dinlenerek ve tadını çıkararak gezdik. Perşembe gecesi İstanbul’dan Trabzon’a yaklaşık bir buçuk saat süren bir yolculuk ile  vardık ve daha önceden kiraladığımız aracımızı havaalanından aldık. Karadeniz’den kırsal alana doğru gidecekler, daha çok jeep ya da 4*4 standartlarında yüksek araç tercih ederse daha güvenli ve kolay bir seyahat olacaktır.

Trabzon bir çok karadeniz şehir merkezi gibi betonun ve çirkin yapıların altında kalmış. Bu yüzden geceyi bir otelde geçirip, sabah  hiç oyalanmadan yönümüzü Rize/Çamlıhemşin’e çevirdik.

Kahvaltı için daha önce kaldığımız, şu ara el değiştiren pulimini oteli seçtik. Pulimini butik otel Fırtına deresi kıyısında, restore edilmiş eski bir konak. Ben en çok kahvaltısını ve yemeklerini seviyorum, hepsi yöresel ve el emeği. İki kişilik kahvaltı 70 TL.

IMG_7595

 

IMG_7592

IMG_7616

Ayder yaylası buraya gelince görülmesi gereken yerlerin başında geçiyor fakat çok fazla kişinin gelmesinden dolayı turistik bir alana dönüşmüş. Bu yüzden daha az kişinin tercih ettiği Çat Yaylasına doğru yola çıktık.

Fırtına deresini karşımıza alıp son bardak çayımızı yudumladıktan sonra uzun zamandır takip ettiğim üçüncü dalga kahveleri yapan Zua Kafe’ye uğradık. Zua Kafe; uzun yıllar büyük şehirlerde yaşayıp şimdilerde Çamlıhemşin’e göç eden bir çiftin el emeği çok şirin bir kafe. Tam karşısında ise dere kenarında Çinçiva kafe, yine durup dinlenmek için keyfili bir seçenek. 

IMG_7653

IMG_7658

Yaylaya doğru açılınca ağaçlar kollarını açıp sarmaya, dağlar etrafında dönmeye, nehirler omzundan akmaya başlıyor ve kendini dağa, taşa teslim ediyorsun.

IMG_7687

Çat köyüne gitmeye karar verince Toşi Pansiyonda mola verip yemek yedik. Çat Köyü’ne dar ve zorlu bir toprak yoldan gidiliyor.

IMG_7695

IMG_7705

Zor yolu aşmayı başarırsan yukarıda harika bir manzara seni bekliyor olacak.

 

IMG_7732

 

IMG_7738

IMG_7730

Dönüşte de Cancik Pansiyonda çay içtik. Burada çok eski çay, sigara ve rakı şişelerinden oluşan koleksiyonları gördük. Çayımızı içerken müze gezmiş gibi olduk.

Sini restoranda yöresel yemeklerle karnımızı doyurduk; karalahana sarması, karalahana çorbası ve turşu kavurması.

IMG_7886

IMG_7890

IMG_7884

Çamlıhemşinde ilk gecemizi Ekodanitap naturel doğa evinde geçirdik. Burayı bulmak çok kolay olmadı, tabelalar fazla göze çarpmadığı için dikkatli olmak gerekiyor. Asfalt yol bitince, patikanın başında arabanızı park ediyor ve ormanın içine doğru yürüyorsunuz. Dağların içinde etkileyici bir manzaranın başında oturmak ise her şeye bedel.

 

IMG_7797

IMG_7778

IMG_7805

Ekodanitap‘ı işleten Kader Hanım ve Mehmet Bey çok sıcak kanlı. Kendimizi akrabamızın evinde kalır gibi hissettik. Kahvaltı ve akşam yemeğimizi beraber yedik, uzun sohbetler ettik, aşağıdan akan nehrin gürültüsünde, dağların içine karıştık..  Konfor peşinde olmadığımız ve daha çok göreceklerimize odaklandığımız için iyi vakit geçirdik. Ekodanitap’ta iki kişi konaklama, kahvaltı ve akşam yemeği dahil 300 TL civarında.

Tar deresi bulut şelalesi bu civarda görülecek en dikkat çekici yerlerden. Yine arabayı derenin girişinde bırakıp, dere kenarından 2 km kadar yürüme mesafesi sonunda şelaleye ulaşabiliyorsunuz. Şelalenin önünde oluşan küçük gölde yüzenler oluyor. Dereyi takip ederek yürümek yorulmak yerine, zihni dinlendiren iyi bir terapi etkisi yapıyor.

IMG_7817

IMG_7852

Son gecemizi geçirmek için Arhavi ilçesinde Ezmoce köy evine doğru yola çıktığımızda Elie, Hopa’ya gitmek için otostop çekiyordu. Elie , 3. sınıfta üniversiteyi bırakıp, dört duvar arasında çalışmanın onu mutlu etmeyeceğine karar vermiş, bir kaç arkadaşıyla beraber Fransa’dan yola çıkmış ve dünyayı geziyor. Kalacağımız yere vardığımızda otelin işletmecisi Emre Bey sayesinde Elie çadırını bahçeye kurdu. Akşam hep beraber yemek yedik ve sohbet ettik. Ezmoce Köy Evi’nde iki kişi konaklama kahvaltı hariç 170 TL.

 

IMG_7926

IMG_7938

 

Kahvaltıdan sonra Elie’yi uğurlayıp Mençuna Şelalesi’ni görmek için yola çıktık. Mençuna Şelalesi’ne yürüyüş mesafesi 1 km. Bu defa mesafe daha kısa olsa da, yukarı çıkış çok yorucuydu fakat ulaştığımız manzara her bir adımına değecek güzellikteydi. Ulaşan herkesin yüzünde hayranlık ve şaşkınlık ifadesi okunuyordu. Şelalenin yanındaki köprünün üstünde uçuyormuş gibi yükselmek, dağların üstünde yükselen ağaçlar gibi hissettirdi. Özgür ve asi, ulu ve cesur..

IMG_8047 IMG_7967

IMG_7982 IMG_8020

Son günümüzde Hopa’ya uğrayıp akşam yemeğimizi yedik ve uçağımızı yakalamak için Trabzon’a doğru yola çıktık.

Sevgili okuyucu, Karadeniz; dimdik dağların üzerindeki inatçı ağaçlarıyla herkese meydan okuyan bir doğa harikası. Açılan yollara toprak kusmuş, evlerin ve yolların etrafını kafa tutarcasına kuşatmış, dağlarıyla gökyüzünü yeşile boyamaya niyetli, ele geçirmediği tek bir nokta kalmayan kadar yayılmaya kararlı..

Gittiğinizde orada bulunmuyor, oralı oluyorsunuz. Eğer olmazsanız Karadeniz sizi de kusup atacaktır ya da bir ağaç gibi toprağında yere köklenip göğe yükseleceksiniz, yemyeşil olacaksınız, gürül gürül akacaksınız..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir