Lifeco Sağlıklı Yaşam OTel Deneyimi

Merhaba Sevgili Okuyucu;

Göltürkbükü Bodrum’da bulunan Lifeco detoks merkezinde kısa bir deneyimim oldu. İçinde sağlıklı yaşam adına her şeyi barındıran bu merkezi gerçekten merak ediyordum. Sonbahar arınma dönemi de olduğu için,  Cuma günü İstanbul’dan uçarak merkeze yerleştim ve Pazar günü ayrıldım. Hayatıma ciddi anlamda dokunan, yemekle ve bedenimle olan ilişkimi tekrar gözden geçirmemi sağlayan bu bir kaç gün benim için etkiliydi.

Aslında detoks programları en az 4-7 gün olmalı fakat ben hem vaktim kısıtlı olduğu için hem de ilk gözlem için kısa bir ziyaret planlamıştım. Gidince gördüm ki 2 gün vücudun tanışması ve alışması için sadece bir ısınma süresiymiş.

Bu merkeze ilk girdiğinizde size istediğiniz sıvı detoks programını ya da düşük kalorili, raw vegan beslenme seçeneklerini sunuyorlar. Ben daha hepsinin ne olduğunu tam anlamadan yeşil detoksu seçtim ve sonradan en zoru olduğunu anladım. Fakat yine de tercihimi değiştirmedim. Bu programda size belirtilen saatlerde yeşil sebzelerden oluşan içecekler ve  takviyeler veriliyor ve aralarda sebze çorbası içebiliyorsunuz. Çorba sözünü duyunca ben çok rahatlamıştım. Çünkü bana çorba olsun yeter, doyarım diyordum, çorbanın sadece haşlanmış sebze suyu olduğunu farkedene kadar..

Vücut analizi yapılıp doktor ile kısa bir görüşme yaptıktan sonra portakal, ayva ve nar ağaçlarının arasından kedi ve tavuklarla selamlaşarak önünde minicik bir balkonu olan odama yerleştim. Burada yalıtılmış bir dünya kurulmuş, hiç bir otele benzemeyen bu merkezde sanki tek başınıza kalıyormuşsunuz hissine kapılıyorsunuz. Sabah yürüyüşleri, günde iki kez yoga, etkileyici bir masaj alanı, koleme (kolon temizliği), buhar odası, sauna, oksijen terapisi, nerede olursanız bulunup elinize verilen içecekler, sahile olan yakınlığı ve denizde yüzme imkanı, denk gelirse eğitimler ve workshoplar, sürekli danışabileceğiniz güler yüzlü genç hemşireler,  sessizlik, sakinlik, makyajsızlık, tüm günü beyaz bornozla geçirmek birleşince detoksun asıl anlamını kazandığını anlıyorsunuz. Dış dünya ile izole bir ortamda bulunmak her şeyi kolaylaştırıyor. Evde olsam mutlaka en azından ağzıma bir badem ya da ufak bir atıştırmalık atardım.

Her şey beyaza boyanmış, ışık ve çiçek içinde, sıra dışı bir şekilde durgun iken, tüm olanaklardan yararlanmak için etrafı incelemem ve keşfetmem gerekti. Akşama doğru ise tüm gün sadece sıvı almış olduğum için baş ağrısıyla beraber şiddetli bir açlık hissetmeye başladım. İtiraf ediyorum, sonunda dayanamayarak, çantamdan bir kuru incir alıp yedim 🙂 Detoks öncesi çay, kahveyi kesmiş olmama, hafif ve az yiyerek bedeni hazırlamış olmama rağmen vücut tepki göstermeye başladı. Erkenden odama çekildim ve uyudum. Sabah ise daha iyi hissederek uyandım, baş ağrısı tamamen geçmese de yürüyüşe katılıp ardından yogaya girdim. Yeni arkadaşlarım oldu ve onlarla deneyimlerimi paylaşmak, sohbet etmek çok iyi geldi. Tanıştıklarımın içinde en çok acıkan meğer benmişim. Çoğu kişi açlık hissetmiyor ve günlerce sıvı diyete devam ediyor. Fiziksel şikayetlerinden bazıları daha oradayken azalan kişiler duydum.

Bu detoks ile beden temizlenme ve arınma, güçlenme ve kendini tedavi etme, dinlenme ve yenilenme şansı buluyor. Vücudu yormadan hücreleri besleyerek bi nevi bakıma alıyorsunuz. Ortam ve olanaklar sayesinde zihinsel bir dinlenme olduğunu da mutlaka belirtmek gerek.

İkinci gün tanıştığım arkadaşlarım da etrafta olunca, vücut biraz daha alışınca keyfini çıkarmaya başladım. Bol bol Ph’ı 10 olan sulardan ve acıktıkça çorbadan içtim. Program dahilindeki tüm imkanları kulladım ve harika bir masaj yaptırdım. Ünlü siyasi bir sima ile yan yana oturdum. Yüzdüm, bitki çayımı içip dergi okudum. Bolca şükrettim..

Sonuç olarak, bu programa zihinsel olarak hazır gelmek önemli. Arınma öncelikle zihinde başlıyor, ancak zihin izin verirse devam edebiliyorsun. Bir süre sonra nasıl da yemeden de yaşanabildiğini farkedip sıradan bir günde yediklerimin ne kadar fazla olduğunu farkettim. Sürekli bir şeyler yiyerek, vücudu aralıksız çalıştırdığımı anladım. Bir buçuk kilo vermiş olarak döndüm fakat geldikten sonra da hafif beslenmeye dikkat ettim. İlk yediğim salata çok lezzetli geldi, salatayı bir anda yutmak yerine tane tane çiğneyerek yedim. Azıcık salata yetti, küçücük bir tabakla doyulabileceğine ayıktım. Şimdi, sağlıklı da olsa sürekli atıştırmayı bıraktım. En önemlisi geldikten sonra en büyük şikayetim olan karnımdaki şişkinliğin geçmesi oldu. Umarım şimdilerde dümdüz olan karnım hep böyle kalır.

Bu merkez ile ilgili verebileceğim tavsiyeler ise, gider gitmez size ayrıntılı anlatılmasa bile programınıza dahil olan ne varsa sorup öğrenmeniz, kendinize günlük program yapmanız, sauna ve buhar odası yardımı ile deri yoluyla toksinleri atmanız  olacaktır.

Sonbaharla birlikte arınma ve yenilenme dileklerimle, ışıkla…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir