Yalova’ya İki Günlük Kaçamak

Merhaba Sevgili Okuyucu;

Bu yazıları senin kadar kendim için de yazarak, bir düşünceler, geziler ve anılar müzesi oluşturuyorum. Bundan sonraki seyehatlerimi hemen dönüşte yazmaya karar verdim; buraya yazıp çizmek sana fikir, bana da bir sayfa anı olarak kalacak..

İstanbul’a yakın olsun ama trafik olmasın, bir gecelik olsun ama çok yer de görebilelim, keyifli bir yerde olsun ama çok da pahalı olmasın, yüzelim ama kaplıcaya da girelim dedik ve Yalova’ya gitmeye karar verdik. Yalova’nın Termal isimli şifalı kaplıcalarla ünlü bu ilçesi harika doğası ile görülmeye değer.

IMG_3786

Ufak bir tatil planım olunca, gidene kadar aklımda canlandırarak daha gitmeden hayatıma heyecan katmaya başlıyor. Cumartesi sabahı erkenden yola çıktığımızda beklediğim an gelmişti ve bu ufak kaçamak, tahmin ettiğimden çok daha şifalı, yeşilli, yürümeli, denizli, keyifli oldu.. İlk önce Yalova’ya varmadan Karamürsel’de Başdeğirmen Alabalık Çiftliği‘nde kahvaltı yaptık. Ormanın içinde konaklamalı büyük bir mekandı ve bizi memnun etti.

IMG_3668

Kalmak için Limak Termal Oteli tercih ettik ve oldukça şık odaları , kapalı ve açık termal havuzu, yeşil alanları ile güzel ve derin bir nefes aldım. Otel ile ilgili yapılan yorumlardan personelinin ilgili olduğunu okumuştum ve gerçekten güleryüzlü çalışanlarla vakit geçirdik. Özellikle dışarıda yüzerken, ağaçlarla göz göze gelmek bedenimle beraber zihnimi de dinlendirdi.

IMG_3761 IMG_3778IMG_3828

IMG_3712

Bu otelin en önemli özelliği ilk misafirinin Mustafa Kemal Atatürk olması. Oda numaraları 1881’den başalayıp 1938’e kadar devam ediyor. Ayrıca otel’den ayrıldıktan sonra termal kaplıca tesislerinin içinde Atatürk’ün 311 gün konakladığı, gitmişken mutalaka görülmesi gereken bir köşk var.  İnanılmaz şık ve sade döşenmiş bu köşkte özellikle Atatürk’ün çalışma odasında duygulu anlar yaşayabilirsiniz.

Cumartesi günü şifalı sularda vakit geçirdikten sonra akşam Yalova sahilinde deniz kenarındaki kafeleri gezdik. Pazar günü dönüş yolunda ise bahçesi ormana bakan, kapısı çiçekli saksılarla dolu, zamanında çocuk doktoru ve hastanenin başhekimi olan bir doktorun restorana çevrilmiş evinde yemek yedik. Doktorun evinde daha çok et yemekleri var, daha sonra kahvaltı için uzun uzun vakit geçirmek için tekrar gitmeye karar verdik.

IMG_3891IMG_3902IMG_3893

Sevgili okuyucu; nefes almanın içini oksijenle doldurmaktan çok daha fazla anlamı vardır. İçini yaşam enerjisiyle, hayatla doldurursun.. Bu nefes bazen sevdiğin bir dostla kahve içmektir, bazen kafandaki işleri bitirmektir, bazen herşeyi zihninden itip öylece gökyüzüne bakmaktır, bazen de alıp başını ağaca, denize, güneşe, rüzgara kaçmaktır.. Ayaklarından toprak, saçından rüzgar, yanından ağaç, aklından deniz eksik olmasın, sevgiyle..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir